19 Nisan 2009 Pazar

İki ayak bir papuç

Sınıfa girdim, suratlar bir karış... Deneme sınavı sonuçları berbat. Kimse istediği puanı alamamış. E sınava iki ay kala "daha işlemediğimiz konular var" gibi mazeretlere de sığınılamaz olmuş. O beklenen sihirli değnek de gelip birden bire netleri iki katına çıkarmamış. Görülmüş ki "hallederiiiizzz" felsefesi halledememiş hiçbirşeyi. Bir yerde bir yanlışlık yapıldığı farkedilmiş ama hangi yerde kimin yaptığına henüz karar verilememiş.





- Neden böyle sizce? diyorum.

Öğrenci: Çünkü siz bana ödev vermedikçe ben evde ders filan çalışmıyorum. Siz de yeterince sıkıştırmıyorsunuz.O yüzden biraz tembellik yapıyorum.

Öğretmen: Ama Ezgicim, sen verdiğim ödevleri bile tam olarak yapmıyorsun. Üstelik de her seferinde 'yetiştiremedim hocam, bütün hocalar sürekli ödev veriyor, hiç biri yetişmiyor' diye ağlanıyorsun.

Öğrenci: Evet, çünkü çok fazla ödev var ve biz onları yetiştirelim derken ya başka bi dersi aksatıyoruz ya da konu çalışamıyoruz.

Öğretmen: Ama sen az önce daha çok ödev istedin?

Öğrenci : Evet istedim, çünkü istediğimiz puanları alamıyoruz.
Öğretmen:...


Aynı soruya başka bir yanıt:

Öğrenci: Bişey diycem olmıycak şimdi.

Öğretmen: Söyle sen, olur belki:)

Öğrenci: Yaa ben çok çalışamıyorum, çünkü bizimkiler erken yatıyor.

Öğretmen: Bu iyi bişey değil mi? Erkenden el-ayak çekilince daha güzel çalışılmaz mı?

Öğrenci: İyi de bizim eve hırsız girdi.

Öğretmen: Yani?

Öğrenci: Yani korkuyorum ben. Herkes uyuyunca tedirgin oluyorum, çalışamıyorum.

Öğretmen: Kardeşinle aynı odada kalsanız?

Öğrenci: Zaten öyle yapıyoruz ama o da uyuyor. Uyumaması lazım.

Öğretmen: Annenlerle konuşalım bir iki ay da erken yatmayı versinler.

Öğrenci: Erken kalkıyorlar yazık onlara.

Öğretmen: Tamam, o zaman sen de erken kalk. Madem akşamı değerlendiremiyorsun, sabahları çok erken saatlerde kalkıp ders çalış.

Öğrenci: Sabahları da uyanamıyorum zaten.

Öğretmen:...


Aynı soru başka yanıt:

Öğrenci: Ben bazı konuları sürekli çalışıyorum. Mesela fizikte hep denge- kaldırma kuvveti çalışıyorum. O sırada diğer konular çok hızlı işlendiği için yetişemiyorum.

Öğretmen: Konular Nisan ayı sonunda bitecek şekilde planlanıp bu hızla işleniyor. Senin bu duruma ayak uydurman gerekmez mi? Ben size 'aramıza faz farkı girmesin' derken bunu söylemek istiyorum:)

Öğrenci: Evet ama ben bazı konuları çalışmayı daha çok seviyorum.

Öğretmen:...


Diyeceğim o ki; evet bu çok adil bir sınav olmayabilir. Bir öğrencinin bütün yaşamının bir-kaç saatlik bir zaman diliminde çerçevelenmesi, çooook geniş bir bilgi alanında çok fazla soru çeşitliliğine maruz kalması da bir haksızlık olabilir. Ama sonuçta bu sınavın da ölçtüğü şeyler var elbet.


Sınav uzun süreli (en az bir yıl boyunca) disiplin, konsantrasyon, tutarlılık, kararlılık gösterebilme becerisini ölçüyor herşeyden önce. İstemediğiniz halde mecbur olduğunuz bir işi doğru düzgün yapabilmek, yapmayı çok sevdiğiniz şeylerden şartlar gereği uzak durabilmek zor ama önemli yetilerdir. Bu sınavda zeki olmanız yetmez, zekanızın terbiyesi sizi doğru yere ulaştırır.

1 yorum:

nox dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.