Üniversite hazırlık gruplarıyla derse başlayalı birkaç hafta oldu.
Ara sınıflarımızla da tanıştık cumartesi.
Ben öyle ilk dersten harala gürele başlık atıp derse başlayan hocalardan değilim ne yazık ki, benim öğrencilerimle sohbet edesim var...
"Pekiiii" dedim sohbetin bir yerinde 9.sınıf (lise 1) öğrencileirne " bu yıl dershaneye gitmeye nasıl karar verdiniz? bu dershaneyi nasıl seçtiniz?"
Öyle güzel açıklamalar yaptılar ki dilim tutuldu dinlerken:
"Öğretmenim, önümüzde YGS ve LYS gibi zorlu sınavlar var ve bu sınavlarda başarılı olabilmek için erken bir hazırlık gerekiyor ve ... düzenli bir çalışma ile.......iyi bir dershane ve deneyimli hocalarlaa....çok çalışaraaakkk....daha önce buraya gelen tanıdıklaaaar...... önerisi üzerine deeee......oldu ve buraya gelmeye karar verdik"
Dilim tutuldu tutlmasına da bir yandan da "ben bu lafları biryerlerden hatırlıyorum yahu..." diye düşünmekten kendimi alamadım.
"İyi madem dedim. Siz şanslıymışsınız, bizim ailede genelde kararı anne baba verir, çocuklara da de kararı kendisi vermiş gibi davranmak düşerdi" demeye kalmadı
"Hah işte bizde de aynısı! " deyiverdiler.
"Peki siz? " dedim.
"Valla pek düşünmedik hocam, herkes gidiyordu biz de geldik" dediler.
"Gerek var mı yok mu sizce? İnsan yardıma ihtiyacı olup olmadığını bilmez mi?" dedim.
Demez olaydım...
Bu çocuklar son üç yıldır derhaneye gidiyorlar, içlerinde 4. ve 5. sınıfta da gitmiş olanlar var. Son üç yıldır okul döneminde üst üste üç hafta sonunu evde geçirmemişler. Haftasonu evde ne yapılır pek bilmiyorlar.15 yaşındalar ama kendilerini, ne sevip sevmediklerini henüz pek de bilmiyorlar. Hobileri değil, sevdikleri dersler var... Dershane okul gibi hayatın mecburi rutinlerinden biri onlar için ve aynı zamanda sosyalleşme aracı.
"Hocam hafatsonu evde kalsam, Cumartesi sabahtan Pazar gecesine kadar bir saat arayla 'ders çalış!' der bizimkiler" deyişinden anlıyorum, dershane aynı zamanda bir kaçış yeri.
Zor iş ana-baba olmak belli ki...
Benim 9.sınıfa (lise 1) giden bir çocuğum olsa ne yaparım peki?
Lise 9. sınıf müfredatı dersleri genel kültür düzeyinde öğretmek üzere belirlenmiş. Örneğin 9. sınıf fizik derslerinde "fizik nedir? ne işe yarar" konusu çevresinde dönüp duracağız bir kaç hafta, sonrasında temel fizik konularına basit düzeyde giriş yapıp, terim öğrenme ve mantığı kavramaya yönelik konuşacağız. Öğrencilerin MF, TM gibi alan seçimleri henüz gerçekleşmediğinden her düzeyde öğrencinin kavrayabileceği seviyede anlatılacak dersler.
Diğer dersler için de durum aşağı yukarı böyle.
Bu durumda ben, çocuğumun bütün haftasonunu çalıp onu dershaneye göndermek yerine, onun biraz kendisine zaman ayırmasını, destek almaksızın derslerle başetmeyi öğrenmesini ve bu sayede özgüvenini tazelemesini tercih ederdim.
Sürekli dershane desteği almaya alışmış bir öğrenci, birden kendi başına kalınca muhtemelen tökezleyecekti, sabrederdim. 9. sınıf, başarı-başarısızlık anlamında bir ölçü değil, belki ilgi ve alan seçimine yönelik bir basamaktır, bunu hatırlatırdım kendime.
Yok ille de gelecek için bişeyler yapmadan duramayacaksam, Matematik-Geometri ve Türkçe derslerinde yardım almasına, daha doğrusu YGS ve LYS için sağlam bir temel oluşturmasına çalışırdım. Çünkü Matematik ve Türkçe temeli sağlam olan öğrenciye diğer derslerin hepsinde yol aldırmak en azından kısmi başarılar sağlamak mümkündür. Bu derslerde sorun varsa diğer dersler de zor...
Üstelik hangi alanı seçerlerse seçsinler bu derslerdeki başarıya ihtiyaçları olacak...
İşte böyle, benim 9.sınıfa giden öğrencim olsa, yukarıda söylediğim gibi yapardım, ama önce sorardım:
"Sen kendin için ne yapmak istiyorsun peki? "diye.
Not: Yukarıdaki önerilerim doğrultusunda yönlenen 9. sınıf öğrencilerim var. Yöntemin başarısını birlikte test edeceğiz.
Onlara ve ailelerine güvenleri için teşekkür ederim :)
19 Eylül 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)